Özcan ALADAĞ


SÖZ SAVUNMADA…

Adana Büyükşehir Belediyesi’nin eski ve yeni belediye başkanları arasında yaşanan ‘Hırsız kim?’ tartışması her iki cenah açısından siyasete zarar verir noktaya geldi.


Adana Büyükşehir Belediyesi’nin eski ve yeni belediye başkanları arasında yaşanan ‘Hırsız kim?’ tartışması her iki cenah açısından siyasete zarar verir noktaya geldi.

Hüseyin Sözlü ve Zeydan Karalar taraftarlarının sosyal medya üzerinden düşüncelerini de dile getirerek konuya müdahil olmaları başka bir boyut kazandırdı tartışmaya. Bir avukat arkadaş, Zeydan Karalar’a seslenerek “Bu kadar ağır ithamlar karşısında eğer yargıya gitmez isen altında kalırsın” uyarısını yaptı ve beklentileri artık yargı noktasına kadar taşıdı.

Halef ve selef durumunda olan MHP’li Hüseyin Sözlü ile CHP’li Zeydan Karalar’ın başkanlık koltuğu adına yaptıkları bu kısır çekişmeyi görünce aklıma geçen dönem mecliste yaşanan ittifaklar geldi.

CHP’lilerin MHP’ye destek vermesi, AK Parti’ye karşı ittifak oluşturmalarının tazeliği daha yerini korurken, her konuda ittifak yapan iki partinin bugün düşman kardeşler durumuna gelmelerini hatırladım.

Siz de diyeceksiniz ki “düne kadar Sayın Devlet Bahçeli ile Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da birbirlerine demedik söz bırakmamışlardı.” Diyeceksiniz ki, “Erdoğan karşısında Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday olarak gösteren CHP ile MHP seçime ittifak yaparak girmişlerdi.”

Bütün bunlar doğru…

Dün dündür, bugün bugündür misali.

Çabuk unutup U dönüşü yapılıyor mu?

Elbette yapılıyor.

Hüseyin Sözlü’nün Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adana ziyareti sırasında dev posterler asarak Atatürk’ün veciz sözü olan “Geldikleri gibi giderler” posterlerini de anımsayacaksınız.

Demem odur ki, siyasette bunlar hep yaşanıyor. Kişisel tercihler ve siyasi duruşlar zamana, mekana ve koşullara göre değişiyor. Düşman kardeşler dost, dost olanlar ise düşman kardeş durumuna düşüyorlar.

Yarın öbür gün Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinin birbirlerine düşman olmaları hiç ama hiç sürpriz olmaz…

Sayın Karalar, yazımı kaleme aldığım gün olan yani dün akşam bir yerel televizyona çıkarak bütün bu suçlamalara yanıt verecekti. Elbette yazımın yetişmesi adına neler söyleyeceğini beklemem mümkün olmadı.

Bakalım Sayın Karalar televizyondan bu suçlamalara nasıl bir yanıt verecek? Onu da izledikten sonra siz kıymetli okuyucularıma aktaracağım.

Ben Sayın Karalar’ın konuştuklarını zamanında gerçekleştirmeyip ötelediğini görünce kendisine de soru sorma ihtiyacı duyuyorum. Sayın Karalar, ASKİ su kuyuları ile ilgili bir basın toplantısı düzenleyerek bu toplantıda Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzlukları çıkıp bir basın toplantısı yaparak kamuoyu ile paylaşacağını söylemişti. Bunun sözünü vermişti.

Lakin nedense bu toplantıyı gerçekleştirmedi. Yolsuzlukları da açıklamadı.

Açılan mahkemelerden söz etmedi. Kimin ne kadar belediyeyi nasıl zarara uğrattığından bahis etmedi. Bunun nedenini de anlamış değilim.

Devri sabık yaratmak istemeyenlerin belirli bir müddet geçtikten sonra devri sabık yaratmaktan daha vahim suçlamalarla gündeme geldiklerini görünce ‘Siyasetin cilvesi’ diyerek konuyu yorumlamaktan ileriye gidemiyoruz. İyi biliyorum ki yarın Zeydan Başkan başkanlık koltuğunu bırakmak zorunda kalsa, seçim kaybetse, bir şekilde o koltuktan ayrılsa bu kez yerine gelen isim çıkıp Zeydan Karalar için bazı ithamlarda bulunacak.

Maalesef siyaset böyle bir şey.

Bu konuda en çok zararı Adana Büyükşehir Belediyesi alıyor. Kent olarak Adana alıyor yarayı.

Zeydan Karalar’ın yerel televizyondaki konuşacaklarını az çok tahmin edebiliyorum ama bizatihi kendi ağzından duymadan yorum yapmakta istemiyorum.

Yarın inşallah kısmet olursa Zeydan Beyin ifadelerini dinleyerek sizlere aktarma fırsatını buluruz.

Yarın görüşmek dileğiyle…