Edibe GÜLNAR


TARLADA 1 PAZARDA 3 LİRA!

Narenciye sektörünün sıkıntılarının her geçen gün katlandığı Çukurova, Türkiye’nin mandalina, portakal ve limon ihtiyacının yüzde 40’ı karşılıyor. Yani narenciye deposuyuz.


Narenciye sektörünün sıkıntılarının her geçen gün katlandığı Çukurova, Türkiye’nin mandalina, portakal ve limon ihtiyacının yüzde 40’ı karşılıyor. Yani narenciye deposuyuz.
Yerinde satın almaya kalktığınız mandalinanın tarlada satış fiyatı 1 lira, pazara gelince fiyatı 3 lira oluyor!
2 lirasını aracı, komisyoncu kazanıyor. Sonra da çıkıp ‘fahiş fiyat nereden çıktı’ diye sormazlar mı?
Çıkan hal yasası var geçmiş tarihli. Tarlasında, bahçesinde ürününü yetiştiren çiftçi hal yasasına göre halde dükkân tutarak buradan satış yapması lazım. Yani ürününü açık alanda satamıyor. Mutlaka hal esnafına götürüp teslim etmek zorundasınız.
Hal esnafının gelip sizi tarlanızda ziyaret ederek bahçenize değer verip satın almasını bekleyeceksiniz. Onlar gelmeyince siz giderek ‘ürünümü satın alın’ demeniz gerekiyor. Siz onu söylerseniz malınızı da öldü pahasına satın alıyorlar. Böyle bir sistemde narenciye üreticisinin ürünü adeta kül olup gidiyor.
Narenciyenin para etmesi için havaların serinlemesi gerekiyor birazda. Bu yıl narenciyede rekolte yüksek olacak. Buna rağmen Pazar yerinde mandalina fiyatları adeta bahçe fiyatının 3 veya 4 katı…
Devletin yetkilileri de sanırım bu olup biteni görüyorlar, buna da oturup izliyorlar!
Üreticileri dinlerseniz Ticaret ve Tarım Bakanlığı’na çağrıda bulunup ‘Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu’nun tekrardan gelmesi gerekir’ diyorlar. Yurt dışına ürün satmakta zorlanan Çukurova üreticisi yetkililere seslerini duyurmakta da zorluk çektiklerini belirtiyorlar.
Evinizde oturuyorsunuz. Canının meyve istedi. Pazardan satın aldığınız en ucuz meyvenin kilosu 3 lira, 5 lira…
Paranız ancak yetiyor alabildiğiniz kadarını alıyorsunuz. Narenciye üreticisi de haklı, ürünü para etmiyor diye feryat ediyor. Kazanan kim oluyor biliyor musunuz? Komisyoncu, hal esnafı, aracı, simsar…
Yani herkes onlara çalışıyor. Bahaneleri hazır…
Taş atmadan, yorulmadan para kazanıyorlar. Hal yasasının yeniden gözden geçirilmesi ve düzenlenmesi gerekiyor. Yoksa üretici daha çok bu türküyü söyleyecek. Daha çok ‘battım, yandım’ diyerek feryat edecek.
Yazık oluyor Çukurova üreticilerine…
Küresel iklim değişiklikleri de üreticinin yanında yer almıyor! Onun da olumsuzluğunu yaşıyor üretici… Limon fiyatları yerlerde sürünüyor.
Narenciye üreticisi, bahçe sahibi kara kara düşünmeye başladı. Çukurova’da narenciye üreticisi kara kara düşünürken başka yerlerdeki elma üreticisi, başka bir ürün üreticisi sanki halinden memnun mu? Onlar da ürünün dalda kaldığını söyleyerek daldaki elmayı çırparak yer düşürüp fabrikaya çürük elma olarak 90 kuruştan kilosunu satmak zorunda kalıyorlar.
Bizim bu görüp şahit olduğumuz gelişmelerden ilçe tarım müdürlükleri haberdar değil mi? Tarım Bakanlığı bu gelişmeleri görmüyor mu? Yoksa görüyor da millete, üreticiye ‘ne halin varsa gör’ mü diyor?
Neticede herkes kendince haklı…
Haklı olmayan kim? Zor bir soru ama asıl sorulması gereken soru da bu olsa gerekir…
Kim haklı? Kim haksız?