EMRAH ATAŞ


TAŞ YERİNDE AĞIRDIR, KOZAN’DA TAŞLAR HAFİF

Kozan’da yerel siyaset, her dönem aynı rutinde dönüp duruyor. Öyle bir kısır döngü ki, taşlar yerinde ağır olacakken, balon gibi havada süzülüyor.


Kozan’da yerel siyaset, her dönem aynı rutinde dönüp duruyor. Öyle bir kısır döngü ki, taşlar yerinde ağır olacakken, balon gibi havada süzülüyor. Seçilenler koltuklarına oturur oturmaz ağırlıklarını kaybediyor; varlıkları sadece gölgelerinden ibaret. Taş yerinde ağırdır demiş atalarımız ama bizim siyasetçiler yerinde durmayı bile bilmiyor. Nerede rüzgâr esse, oraya savruluyorlar.

Gözünüzü açın ve bu taşları bir inceleyin: Hangisi Kozan’ın menfaatine çalışıyor? Hangisi bu toprağın yükünü omuzluyor? Meydanlarda mangalda kül bırakmayanlar, halkın derdine derman olmak şöyle dursun, üç beş eş dostu doyurmanın derdine düşmüş. Adeta bir al gülüm, ver gülüm sirki! Bu şehir için mi çalışıyorsunuz, yoksa rant kokusunu alan kargalar gibi oradan oraya mı üşüşüyorsunuz?

Halk asfalt ister, kaldırım ister, adalet ister. Ama bizim siyasetçiler halkı değil, kendi ceplerini genişletmenin peşinde. Proje deseniz, fos çıkıyor. Vaat deseniz, balon gibi patlıyor. Kozan’ın sokakları yamalı bohça gibi; ama beyefendiler, hanımefendiler sosyal medya paylaşımlarında boy boy poz vermekle meşgul. Soruyorum size: Koltukta oturan mı taş gibi durur, yoksa taş mı o koltuğa ağırlık verir? Bizim yerel siyasetçiler, bırakın taşı, saman çöpü kadar ağırlık koyamıyor bu memlekete.

Kozan’ın siyaseti, bir taş gibi oturup halkın omzuna yük olmamalı; halkın yükünü kaldırmalı. Ama ne mümkün? Koltuk sevdası, şatafat tutkusu, üç kuruşluk menfaat için dönülen dolaplar… Halkın güvenini satmakta üstlerine yok. Kendi reklamlarını yapmaktan halka hizmet etmeye fırsat bulamıyorlar. Şehir plansızlık içinde boğuluyor, ama onların akılları başka âlemlerde.

Taş yerinde ağırdır, evet. Ama Kozan’da taş gibi siyasetçi kalmamış. Halkı ağırlığıyla ezen, çözümsüzlüğüyle yıldıran, varlığı bir yüke dönüşen bu taşlar bir gün halkın öfkesiyle karşılaşacak. İşte o zaman, taş gibi yere çakılacaklar. Halkın çığlığı ağırdır beyler, sakın unutmayın. Ve gün gelir, o taşlar altında kalırsınız!