Faruk YİĞENOĞLU


TATLI REKABET

Yenilen pehlivan güreşe doymazmış atasözünün anlamına baktım ve şu şekilde açıklama yapılmış bakın:


Yenilen pehlivan güreşe doymazmış atasözünün anlamına baktım ve şu şekilde açıklama yapılmış bakın:

Allah insanları yaratılış itibariyle hırslı ve düşkün olarak yaratmıştır. Amacına ulaşmak isteyen bir kişi başarısız olursa onu tekrar deneyecek, her başarısızlık yeni bir hırsı, yeniden deneme gücünü de beraberinde getirir. Yenilen pehlivan güreşe doymaz atasözünde bu durum çok güzel olarak anlatılmıştır. Yenilgiyi kabul etmek insanın bünyesine aykırı bir durumdur. Sürekli deneme isteği uyandırır. Her seferinde bu defa kazanacağım diyerek yeniden başlanır. Bu durum başarana, kazanana kadar devam eder.

 

 

 

 

 

Aynı kulvarda yarıştığın bir işte kazanmak veya kaybetmek gibi durumlar vardır. Böylelikle yaptığın işten zevk alır daha da işine sarılıp geçme, kazanma çabasına girersin ki bir sonrakinde kazanabileyim. Biz buna TATLI REKABET diyoruz. Bir çok yerde karşımıza çıkıyor.

 

 

 

Tatlı rekabet kuralları vardır sadece işin üzerinde yarış yaparsın, geri kalan alanlara girmek senin kendine yakıştırdığın kadarıdır. Mesela iftira atmak,lekelemek..

 

 

 

 

 

 

 

Aynı zamanda "Çamur at,izi kalsın" atasözünü de çok yapar hale geldik. Toplumda bu rüzgara kapılsın ve masum insanlar toplum gözünde küçültülsün.Hiç bilmeden veya gözünle görmeden çamur atmak hiç de iyi niyetli insan işi değil. Çünkü bazı temiz ve saf ruhlu insanlar yerli yersiz atılan bu çamurlara veya izine inanıyor. Olmayanı olmuş gibi göstermek, kişilere leke sürmek, çamur atmak ve bundan payelenmek kul haklarının en büyüğü. Bir kişinin çıkarına ise bazı insanlar çamur atmaktan hiç çekinmezler. Bir başkasının çıkarını zedeleyen, saygınlığını karalayan hususlarda bazı odaklar habire çamur üretmeyi bir marifet bilmekteler.

 

 

 

 

 

 

 

Kiminle yarışırsan yarış görgü ve ahlak çerçevesinde olsun. Çünkü bazen attığınız ama aslı olmayan bir çamuru temizlemek o kadar zordur ki eliniz kolunuz bağlanır. Atılan iftiranın yalan olduğunu kanıtlayamazsınız.

 

 

 

 

 

Oynadığın kulvarda yenemiyorsan ne iftira atacaksın ne de bel altı vuracaksın. Bu senin karakterini gösterir. Alışılmış bir durum olduğu için yağlama-yıkama gibi geliyor bazen sırıtıp geçiyor sanki yapılmamış gibi pişkin pişkin! Yahu aynı durumda değer verdiklerin düşse ne yapacaksın vicdanın el veriyor mu? Bak ne diyor ayeti kelimede:

 

“Kim bir hata yapar veya günah işler de sonra onu suçsuz birinin üzerine atarsa, muhakkak ki büyük bir iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.”

 

 

 

Bir işi usulunce yapamıyorsanız kendi yaptığımız alışkanlıkları başkasının üstüne atarak bir iki adım ilerleyebiliriz ama Allah yanımıza bırakır mı bunu da mı düşünmüyorsunuz?

 

 

 

 

 

Hatalar, eksikler olabilir kim dört dörtlük yaşıyor ki hayatı bir çok hatamız oluyor gündelik yaşantımızda. Düğmeyi ilikleyip kendimize aynadan bir bakıp çeki düzen vermemiz gerekir noksanlarımızı tamamlama adına.

 

Bazıları derki yaşam bir mücadeledir. Ama yaşam mücadelesi verirken iki rakip insan bu mücadeleyi ERDEMLİ yapmalılar. Çamur atmak çok da etik değil. Atılan çamurun ispatı gerekir. İnsanlar onurları için yaşarlar. Onurlarına leke sürdürmek istemezler.

 

 

 

 

 

Sakın ha bilmeden çamur atmayın. Yoksa o çamurlar bir gün gelir üstünüzü kirletir. Hiç kimse de şeytanın avukatlığına soyunmamalı. Burası küçük bir kenttir. İnsanlar her gün yüz yüzedir. Masum, güzel düşünen insanlara çamur atmayın. Kızmadan, duygusal bağ kurmadan akılla hareket yeter. Bir kişiden nefret etsinler diye yalan yanlış şeyleri varmış gibi gösterip, insanları kitlelerin önüne atmayın.

 

İnsanoğlu ne ekerse onu biçer. Nefsine ağır gelen, hakkında hayırlıdır. Akrep zehrini kuyruğunda taşır, bazı insanların zehri dilindedir.