HÜSEYİN ERCİYES


Unutulan gazeteciler mi yoksa gazetecilerin unuttukları meslekleri miydi?

Gazetecilik, habercilik ve mesleğin geldiği son nokta Kamuoyunu aydınlatma adına büyük bir görevi üstlenen gazetecilik mesleğinin geldiği noktayı maalesef üzülerek seyretmeye devam ediyoruz. Kişi hak ve özgürlükleri ile birlikte kişinin özel yaşantısı habercilik mesleğinin ince ve katı noktaları; Günümüzde basın yerel, bölgesel ve ulusal olarak yayın hayatlarını sürdürme mücadelesi içerisine girmiş durumdalar.


Gazetecilik, habercilik ve mesleğin geldiği son nokta 

Kamuoyunu aydınlatma adına büyük bir görevi üstlenen gazetecilik mesleğinin geldiği noktayı maalesef üzülerek seyretmeye devam ediyoruz. 

Kişi hak ve özgürlükleri ile birlikte kişinin özel yaşantısı habercilik mesleğinin ince ve katı noktaları;  

Günümüzde basın yerel, bölgesel ve ulusal olarak yayın hayatlarını sürdürme mücadelesi içerisine girmiş durumdalar. 

Ulusal basın mevcut iktidara yakın durarak, ekonomik alanda kendilerini korumaya aldıkları bir gerçek. 

Bu gerçeği eski Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası sonrasında 3 gün süre ile susan, 1 tek satır yazmayan gazeteler sayesinde iliklerimizde hissettik. 

Anadolu basını kısaca bizler, 

Her geçen gün ekonomik kaygılar ile birlikte dijitalleşmenin ortaya koyduğu acı gerçekler. İçimizi acıtıyor. 

Yayın yaptığınız kentin sporu ve sanayisi güçlü değilse, mesleğinizin size yaşattığı güç yaşam şartları ile karşı karşıya geldiğinizin adeta resmidir. 

Sporunuz ve sanayiniz güçlü değilse mesleki alandaki kalitesiz, duruşsuz haber, etik kurallarından uzak gazeteciliğin başlangıcı olarak kabul etmeliyiz. Maalesef. 

Bu gerçeğe eklenen ve hayatımızın merkezine oturan dijital alanlarda eklediğimizde bugünkü fotoğraf ortadadır. 

Elbette kabahati başka alanlara yüklemek bu işten sözde kendimize çuvaldızı batırmadan sıyrılma gayreti sadece kendimizi kandırmaktır. 

Yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı meslek içerisine giren, vasıfsız gerekli bilgi ve yeteneğe sahip olamayan, kopyala yapıştır formülüyle yayınladıkları gazeteler ile kendilerine gazetecilik mesleğini yaptıkları, vasıfsız kişilere ballı sözler sarf ederek gazetecilik yapıyorum inancı mesleği getirdiği noktadır. 

Araştırmadan, sorgulamadan uzak, ekonomik kaygılar güden, gününü kurtarmanın mücadelesi içerisinde adeta boğuşanlardan köşe bucak kaçan siyasetçiye, bürokrata, esnafa hak vermiyor değilim.  

Ama neden benimsemedikleri inanmadıkları kişilerle şirin görünmenin mücadelesini verirler onu da anlamış değilim. Doğrusu. 

Kaostan nem alan kişilerin hal ve hareketleri ile kendisine yön seçenlerin bu mesleğe ve kente vereceği zerre faydanın olamayacağı gerçeğini kulağımızın dibine yazalım. 

Onun bunun adamı değil halkın ve kamuoyunun gazetecisi olmak bu mesleğin onurudur, gururudur. 

10 Ocak bilindiği üzere Çalışan Gazeteciler Günü, bu 10 Ocak’ta yok sayılan gazetecilerin dönüp kendilerini sorgulamaları gerçeğini gerektirmektedir.  

Bu 10 Ocak’ta unutulan gazeteciler miydi? Yoksa gazetecilerin unuttuğu mesleklerimiydi? 

Kamuoyunu gece  gündüz aydınlatan, demokrasinin yanında saf tutan, millet için yazan ve emek veren, ilkeli ve dürüst görevini yapan, gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutlarım.