Hüseyin ERCİYES<br>Erciyes`in Kaleminden


Yetkisiz Yetkililer Türemesin

Yetkisiz Yetkililer Türemesin


31 Mart yerel seçilmelerinin ardından sallantılı dönemler azda olsa sona erdi.

Kozan Belediyesindeki traji komik filmi ayda 1 de olsa izliyoruz. Bir süre daha izlemeye devam edeceğe de benziyoruz.

Belediyelerdeki en büyük tehlike yetkisiz yetkililerdir.

Buna çok şahit olan bir kişi olarak, Özgan ve ekibinde de bu tip yetkisiz yetkililerin türediğine şahit oluyorum.

Öte yandan çıkartılan işçiler ile ilgili olarak, söylenen yalan yanlış bilgilerde çok etik değil. Çıkartmalara çok karşı değilim.

İşten çıkarmaların önceliği adaletli değil. Yaranın teşhisi doğru lakin izlenen yol ağır, yavaş ve hatalı

300 kapasiteli bir alanda kimse 550 kişi çalıştıramaz.  Kimsecikler kusura kalmasın.

Bozuk olan şirket ekonomisi bu yol ile düzeltile bilinir.

Lakin gidenin yerine kendi adamlarınızı doldurmasanız.

Kısaca 2014 yılındaki filmin tekrarını yaşıyoruz.

Ama bu filmin içerisindeki yer alan yapımcı, yönetmen ve diğerlerinin ahlaki duygulara daha dikkatli ve duyarlı olması gerekir. Konuşması gerekenler yetkisiz yetkililer olmamalı.

Kahvaltı Sofralarında Koyun Gibi Kesilen Esnaflarımız

Paranın patronlarının temsilcileri daha duyarlı ve ahlaklı olmalı.

Elbette ülkenin içerisinde yaşadığı ekonomik sıkıntılar herkesçe bilinen bir gerçek.

Büyükşehirlerde ticari hayatın içerisinde yeni filizlenen veya ticari çöplüklere atılanlar pek bilinmez. Bilinmediklerinden dolayı bir türde işleri yürür gider.

Oysa bu yapı kırsalda tam tersi olarak yaşanır.

Örnek ilçemiz Kozan´da vezir de olmak, rezilde olmak çok kolay,

Yardımsever işadamının ününe ün katan gazeteciler değildir. Malum yardımsever işadamının ününe ün katan ayaklı gazetelerdir.

Havalı bir araba jilet gibi elbiseler, o müdürle otur, bu bürokratla iki poz at, yanında bir tek sigortalı personel çalıştırma ama memleketin en gözde, sözde iş adamı ol.

Çok basit değil´ mi?

Evet bu kadar basit

Bu ve buna benzer hadiselerin veya gelişmelerin sayısızca örneklerini sizlere sayabilirim.

Öte yandan yanında 3-5 sigortalı personel çalıştıran, işinde gücünde olan esnaflarımız var. Bu esnaflarımızda bu memlekette maalesef çok kolay ticari çöplüklere atılıyorlar.

Esnafın içerisinde bulunduğu ekonomik dar boğaz ayaklı gazetecilerin sayesinde içerisinden çıkılmaz bir hale geliyor maalesef.

Yaşadığı küçük sıkıntılar dilden dile aktarımlar ile esnafın yok olmasına neden oluyor. Olan sadece o esnafımıza olmuyor. Yanındaki çalışandan başlayan zincir uzadıkça uzayıp gidiyor.

Bu bilenen gerçeğin dışında bir konuya da değinmek istiyorum.

Banka şubelerinde görev yapan odacıdan başlayan ve müdürde sona eren dedikodu hastalığı ve müşterinin ticari sırlarının çarşaf çarşaf el altından paylaşılması nasıl bir duygu sizce?

Son zamanlarda ilçemizde sıkıntıya düşen esnafların laflarının çıktığı ilk nokta üzülerek söylüyorum. Paranın sahiplerinin Kozan daki temsilcileri,

Elbette bu çarkın içerisinde yer almayanları taktir ederek, bir kenara bırakıyorum.

Kurulan kahvaltı sofralarında koyun gibi kesilen ticaret erbaplarımız.

Bu şehrin akşamından haberdar olmayan, altlarındaki banka arabaları ile caka atan temsilciler, dalkavukluluk edası ile bu şehrin geleceğini yok etmemeliler.

Elbette bunlara çanak tutan yukarıda belirttiğim sözde işadamları da bu memleketin tuğlasından ve demirinden çalmaktadırlar. Konu uzar gider, lakin bu memleketin kaybedilecek, bir tek yerel sermayesi yoktur.

Bırakın bu dar zihniyeti artık.

Benim esnafım küçücük nedenlerden dolayı yok edilmesin.

Artık yeter?                                                                           

Üniversiteden Ses Seda Yok

Geçtiğimiz hafta yazdığım sayın dekan ve müdür beyden bir ses seda çıkmadı.

Elbette muhtemelen çok yoğun imza attıklarından dolayı gazetemizi okuyamamış olma ihtimalleri yüksektir.

Ama kar suyu kulaklarına kaçmıştır.

Yazık hem de çok yazık

Benim memleketim bu kadar sorumsuz idareciler tarafından idare edilmemeli.