"Basın, milletin müşterek sesidir."
— Mustafa Kemal Atatürk
Gazetecilik, sanıldığı kadar kolay değildir. Doğru bilgilere ulaşmak için bazen günlerce, hatta haftalarca koşturmak gerekir. Bir haber, yalnızca bir fotoğraftan ibaret sanılsa da, o fotoğrafın ardında sığ bir hikâyeden çok, derin bir emek, sabır ve gayret vardır. Önemli olan bunu görebilmek; basite indirgememek ve yanlış algı yaratmamaktır.
Bugün, 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü. Bildiğimiz üzere, haberleşme artık kitlesel bir iletişim hâline geldi; dünya adeta avuçlarımızın içinde. Gündem, kültürel ve sosyal faaliyetler gibi konulara erişim kolaylaştı; dünyadaki yenilikleri takip etmek mümkün hâle geldi. Hem basılı medya hem de dijital ortam, bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdı.
Ancak tüm bu kolaylıklara rağmen hâlâ engeller var. Basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar, gazetecilere yönelik fiziksel ve sözel şiddet, hatta düpedüz saldırılar… Bunun en acı örneklerinden biri, 12 Ekim 2025’te Gazze’de görev yaparken hayatını kaybeden gazeteci Saleh al-Jafarawi’dir. Ve benzeri pek çok örnek var. Savaşın ortasında haber yapmak için canını ortaya koyan gazetecilerin öldürülmesi, gerçeğin peşinde koşarken seslerinin susturulması… Bunları görmek, anlamak ve unutmamak zorundayız.
Gazetecilik yaparken, halkın sesi olduğumuzu unutmayalım. Biz basın olarak sesinizi duyurmaya çalışırken, siz de sesinizi kısmayın; engellemeyin ve gerçekleri yansıtmamıza izin verin.
Bugün, haberin görünmeyen yüzünde alın teriyle, gece gündüz demeden çalışan gazetecilerin günüdür. Gerçeğin peşinde koşarken kalemini kalkan, objektifini vicdan yapan herkesin günü kutlu olsun.
Toplum olarak basın özgürlüğünü desteklemek ve doğru bilgiye sahip çıkmak hepimizin görevidir. Okuyucuların sansüre karşı durması ve doğru bilgiyi talep etmesi, gazeteciliğin önündeki en büyük teminatlardan biridir.
Dijital çağda haber hızla yayılıyor; ancak yanıltıcı içeriklere karşı dikkatli olmak, doğru bilgiye ulaşmayı zorunlu kılıyor. Mesleğe yeni başlayan genç gazetecilerimiz için etik kurallar ve sorumluluk bilinci, mesleğin en sağlam direkleridir.
Gazetecilik, din, dil, ırk ve mezhep gözetmeksizin tarafsız haberciliktir. Her haber bir vicdan sorumluluğudur; çünkü gazetecilik, cesaret ve kararlılıkla sürdürülen bir vicdan mesleğidir.
Ve ben…
Bu satırları yazarken, yalnızca bir mesleği değil; bir mücadeleyi anıyorum. Gerçeğin peşinde koşan, karanlığa ışık tutan, her kelimesiyle hakikati savunan gazetecileri…
Görevini layıkıyla yapan tüm meslektaşlarımın bu özel gününü kutluyor, kamuoyunu da basın özgürlüğü ve doğru habercilik konusunda sağduyulu olmaya davet ediyorum.
“Sizlerin sesi olmak umuduyla, görevimizi özgürce ifa edebileceğimiz yarınlara…”
Tuğba KAN
Sevgilerimle ...