Müjde verdiler. Beş yüz bin konut. “Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi” olarak anons ettiler. Alkışladık. Dar gelirlinin yüzü gülecek, kiracının çilesi bitecek sandık.
Pasta bölündü. Adana’ya 12 bin konut düştü. Harika.
Sonra o meşhur, o kerametli excel tablosu açıklandı. Hangi ilçeye kaç adet konut lütfedileceğinin listesi. Baktık. Tekrar baktık. Gözlerimizi ovuşturduk.
Adana Merkez, Sarıçam, Yüreğir, Seyhan, Çukurova... Binlerce... Feke, Saimbeyli, Aladağ, İmamoğlu... Yüzlerce...
Sonra Kozan. Nüfusu 150 bin olan Kozan. Karşısında yazan rakam: 150.
Rakamla yüz elli. Yazıyla yüz elli.
İnsan ister istemez duraksıyor. Bir sıfır mı unuttular? Bir matbaa hatası mı? Yanlış mı okuduk?
Hayır. 150 bin nüfuslu bir ilçeye reva görülen rakam, tam olarak 150 adet konut.
Bu bir planlama değildir. Bu bir barınma ihtiyacı analizi değildir. Bu, 150 bin nüfuslu bir ilçenin sosyolojik ve demografik gerçekliğini yok saymaktır.
Bu, o ilçede yaşayan on binlerce dar gelirli vatandaşa, ev sahibi olma hayali kuran binlerce kiracıya, “Sizin ev sahibi olma ihtimaliniz, matematiksel olarak binde birdir” demektir.
Binde bir.
Hani "bindebir ihtimal" diye bir laf vardır ya... İşte o. Kozan'da bir garibanın TOKİ'den ev sahibi olması, artık resmen bir deyimdir.
Merak ediyoruz; bu kararı hangi akıl verdi? Hangi vicdan onayladı? Hangi “adalet” anlayışı, nüfusu Kozan’ın yarısı, belki çeyreği olan ilçelere daha cömert davranırken, 150 binlik bir merkezi “150” ile geçiştirdi?
Bu 150 konut, bir sosyal yarayı mı kapatacak, yoksa "Adı listede bulunsun, biz yaptık diyelim" diye yapılmış bir bürokratik lütuf mudur?
Kozan’dan bahsediyoruz.
Çukurova’nın herhangi bir yerinden değil. Tarihi "Sis Sancağı" olan, Milli Mücadele'de stratejik rol oynamış, Adana'nın en büyük ve en köklü ilçelerinden biri olan, kendi dinamikleri, kendi ekonomisi, kendi derin sorunları olan bir ilçeden bahsediyoruz.
TOKİ’nin varlık amacı, Anayasal bir hak olan "barınma" ihtiyacını, piyasa koşullarının insafına bırakılmış dar gelirli vatandaş lehine düzenlemek değil midir? Bu bir lütuf değil, sosyal devletin görevidir.
Peki, bu görevi icra ederken, kaynakları dağıtırken kullanılan kıstas nedir?
Eğer kıstas nüfus yoğunluğu ise, 150 bin kişiye 150 konut bir planlama hatası değil, bir planlama skandalıdır.
Eğer kıstas "ihtiyaç" ise, bu kararı verenlerin Kozan'daki kira artışlarından, kentsel dönüşüm ihtiyacından, dar gelirlinin yaşadığı konut sıkıntısından zerre kadar haberi yok demektir.
Adana’ya 12 bin konutluk müjde verip, o müjdenin içinde Kozan’a "binde bir" oranında bir pay ayırmak, siyasi bir vizyon değil, olsa olsa matematiksel bir ayıptır.
"500 bin konutluk dev proje" diye anons ediyorsunuz. Milyarlık bütçelerden, devasa yatırımlardan bahsediyorsunuz. Ama iş memleketin gerçeğine gelince, 150 bin kişiye 150 konut veriyorsunuz.
Bu, "dev proje" değil, "dev ironi"dir.
Bu, "sosyal konut" değil, "sosyal komedi"dir.
Kozan'da yaşayan 150 bin insanın, o listedeki diğer ilçelerde yaşayan insanlardan daha mı az ihtiyacı var? Onların ev hayali daha mı değersiz?
Yoksa...
Siz 150 bin nüfuslu bir ilçeye 150 konutu reva görüyorsanız, orada bir "adalet" sorunu yok demektir.
Orada bir "matematik" sorunu da yok demektir.
Orada... Sizin o ilçeyi "görmeme" sorununuz var demektir.
150 konut...
Kozan'a bu mu reva görüldü?
Bu, bir müjde değil, 150 bin insanın aklıyla, umuduyla, hayaliyle alay etmektir. Bu karara "adalet" demek için, önce vicdanın, sonra matematiğin iflas etmiş olması gerekir.