Özcan ALADAĞ

Tarih: 19.11.2025 10:34

ADANA SGK VE BÜROKRASİ HAZRETLERİ

Facebook Twitter Linked-in

Adana SGK Müdürlüğü’nün bürokrasi anlayışını en büyük şikâyet merci olan halka yani ‘Cumhur’a’ şikâyet etmekte buldum ve bugünkü yazımı da bunun üzerine kurmak istedim.
Ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun anlayışını da ‘CUMHUR’a’ böylelikle şikayet etmiş olalım.
Gelelim konumuza; Adana’daki 2 özel hastanenin acilden gelen hastalarından para almalarına yönelik son 15 gün içinde 2 ayrı haber yaparak bunu kamuoyu ile paylaştım. Birincisi Adana Altın Koza Hastanesi’ndeki el cerahisi işleminde 2 ayrı hastandan 75 bin lira para alınıp sonrasında Adana İl Sağlık Müdürlüğü’nün devreye girmesi ile paranın geri iade edilmesi olayıydı. Madem para almanız doğaldı. Niye geri iade ettiniz? Sorusunu sordum yetkili mercilere…
İkincisi de, Ceyhan’dan gelen yaşlı kadına kalp pili takma karşılığı olarak alınan 185 bin liraya ait haberdi.
Her iki olaydan sonra Adana İl Sağlık Müdürlüğü’nün soruşturma açmalarını kendilerinden rica ettik. Eksik olmasınlar, İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri bu anlamda soruşturma açtılar. Soruşturmanın akıbetini de takip ediyoruz.
Konunun bir diğer tarafı da Sosyal Güvenlik Kurumu olması nedeniyle konuyu SGK’ya iletme ihtiyacı duydum. Aslında SGK’nın gerek bakanlık kanalıyla gerekse de il müdürlüğü kanalıyla basında yer alan haberleri ihbar kabul ederek resen harekete geçmeleri gerekirdi. Biz bunu da kendilerine yük olmasın diyerek yazılı bir dilekçe ile şikâyet ederek SGK’nın soruşturmasını talep ettik.
Talebimizden sonra SGK, kırk dereden su getirdi! İpe un serme misalini yaşamaya başladık!
SGK İl Müdürü Bilal Canbolat Beyle konuyu görüştüğümde habere konu olan kişilerin kuruma gelerek yazılı şikâyet dilekçesi vermeleri gerektiğini veya Adana Valiliğinin resmi yazı ile soruşturma açılmasını temin etmelerinin gerektiğini söyledi.
Bir yaşıma daha girdim…
Adı, soyadı, fotoğrafı ve bilgileri gazetede yer alarak haberleştirilen ve şahsım adına da resmi dilekçe ile SGK’ya ilettiğim konuyla ilgili mağdurların şikâyet dilekçelerinin verilmesini isteme yöntemini de ilk kez Adana SGK’da gördüm.
Bu tavra da şahsım adına inanın üzüldüm. Resmi bir kurum, önüne gelen dilekçeye itibar ederek harekete geçmesi gerekirken ipe un serme gibi yaklaşınca SGK’daki mevzuat hazretlerine inanın bozulmamak elde değil…
SGK, gerekirse özel hastanelere ceza yazacak. Devlet kazanacak, ortada var olan yanlışlıktan dolayı başkaca hastaların mağdur edilmemesinin önüne geçecek. Yaklaşım tarzı ise ‘Gazetede yer alan haberin, gazetecinin dilekçesinin bir önemi yok. Mağdurun şikâyeti önemli’ şeklinde konuya yaklaşılacak.
Pes doğrusu…
Adana SGK İl Müdürü Bilal Canbolat Beyi de yakından tanırım. Zaman zaman basın toplantıları düzenler ve bir araya geliriz. Böyle bir yaklaşım ile hareket etmesini de anlamış değilim. Mevzuat hazretleri böyle davranmayı gerektiriyor ise o vakit verdiğim dilekçeye iki satır yanıt verip ‘Mevzuat hazretleri böyle emrediyor’ der ve biz de bunu ‘Buyurun mevzuat hazretleri böyle emrediyormuş diye konuyu CUMHUR ile paylaşırız.’
Yurttaş ve gazeteci olarak ben yanlış mı yapıyorum?
Mağdur olan hasta ve hasta yakınlarının sorununu haber yaparak konudan haberdar olmayan kurumları haberdar etmekle yanlış mı yapıyorum?
İlgili özel hastanelerin ve sağlık teşkilatlarının içinde bulunduğu durumdan halkı bilgilendirmekle, gerekli yasal işlemlerin yapılmasına kapı aralamakla yanlış mı yapıyorum?
Bilal Canbolat Beyin bu tür yaklaşımının hangi mevzuat hazretleri kapsamına girdiğini de anlamış değilim. Velev ki, Sayın Bilal Canbolat haklı. Yani hasta ve hasta yakını şikâyet dilekçesi vermese konu araştırılmaz.
O vakit SGK yetkililerine sormak gerekir. İsimsiz bir dilekçe gelse onu ihbar kabul ederek gerekli işlem yapıyorsunuz. CİMER’den bir ihbar gelse, hasta yakını ve hasta dilekçeyi vermese ama bir yurttaş konuyu CİMER’den şikâyet etse soruşturma açıyorsunuz. Neden altında imzası bulunan bir dilekçeyi işleme koymakta imtina ediyorsunuz.
Sözün özü, en büyük şikâyet merci bana göre CUMHUR yani halktır…
Ben de onu yapıyorum. Ey halkım, ‘Bürokrasi hazretlerini iyi görün, iyi tanıyın…’
Nokta…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —