EMRAH ATAŞ

Tarih: 17.07.2025 10:54

Adana’nın kuzeyi sessiz.

Facebook Twitter Linked-in

Saimbeyli’den Feke’ye, Aladağ’dan Tufanbeyli’ye kadar bir çığlık var ama kimse duymuyor. Duyan da dönüp bakmıyor. Çünkü bakanlar Ankara’da, yaşayanlar dağların arasında.

Bu topraklarda 6 Nisan 2023 günü dört öğretmen, görev yaptıkları okula dönerken kaya düşmesiyle hayatını kaybetti. Pınar Kılıç, Dilek Altıparmak, Ümmühan Dilbilir, Rahime Topak… Adlarını şimdi duydunuz belki, ama bölge halkı her sabah onların anısıyla güne başlıyor. O yolda hala istinat duvarı yok, hala bir şev kazısı yapılmadı, hala “önlem” denilen şey gelmedi. Bilirkişi Karayolları’nı asli kusurlu buldu. Peki sonra ne oldu? Hiçbir şey. Dosyalar kapandı, insanlar sessizliğe gömüldü. Kaya değil, ihmal öldürdü o öğretmenleri.

Adana’nın kuzeyi işte bu kadar unutulmuş durumda. Feke’de gençler göç ediyor, kalan yaşlılar evlerinden çıkmıyor. Saimbeyli’de kalacak iş yok, Aladağ’ın köylerinde sağlık ocağına ulaşmak için sabah yola çıkmak gerekiyor. Tufanbeyli’de parklar hayvanlara bırakılmış, elektrik kabloları açıkta, merdivenler kırık, camlar dökük. Çocuklar oyun oynamıyor, aileler geceleri dışarı çıkmıyor. Su da yok zaten. Sık sık kesiliyor. Gelen de bulanık.

Kozan’da yağmur yağdığı zaman sokakları su basıyor. ASKİ çalışıyor diyorlar, ama sokaklar yine göle dönüyor. Şehir planlaması çökmüş. Yollar, kaldırımlar, altyapı her şey birbirine karışmış. Kırsaldan gelen göç durmadan devam ediyor. İş yok, sanayi zayıf, tarım tek dayanak. Onu da hava kuraklığı ve maliyetler kemiriyor. 

Bu bölgenin bir umudu vardı. Adana-İmamoğlu-Kozan-Kadirli-Osmaniye demiryolu hattı. 137 kilometre. ÇED raporu 2021’de çıktı. 3.3 milyar TL’lik dev yatırım planlandı. 5 durak, 3 istasyon, onlarca köprü, tünel, viyadük… Tarım ürünleri, madenler, sanayi taşınacaktı bu hatla. Kozan OSB canlanacaktı. İstihdam artacaktı. Üretici nefes alacaktı. Ama olmadı. Olmadığı gibi, kimse neden olmadığını da açıklamadı. Ne ihale yapıldı ne temel atıldı. Bu arada başka bir demiryolu hattı, Mersin-Adana-Gaziantep Yüksek Hızlı Tren Projesi, neredeyse tamamlandı. Osmaniye’ye 2025’te hızlı tren geliyor. Peki Adana’nın kuzeyine? Hâlâ sessizlik.

Bu tablo karşısında doğal olarak insan dönüp soruyor: Bu ilin milletvekilleri nerede?

Seçim dönemlerinde söz verirken coğrafya fark etmiyor. Fakat iş hizmete, sahip çıkmaya gelince, bu bölgeler sanki başka ülkenin toprağıymış gibi muamele görüyor.

Ömer Çelik, Ahmet Zenbilci, Ayhan Barut, Müzeyyen Şevkin, Burhanettin Bulut, Ayşe Sibel Ersoy, Muharrem Varlı, Bilal Bilici, Ayyüce Türkeş, Sunay Karamık, Abdullah Doğru, Sadullah Kısacık... Bu isimlerin kaçı Aladağ’ın Köprücük köyünün yolunu biliyor? Kaçı Feke’deki bir kahveye oturmuş, Saimbeyli’de bir öğretmenle konuşmuş? Kaçı Tufanbeyli’de bir parkın halini görmüş?

Soru önergeleri veriliyor bazen. Taziye mesajları yayınlanıyor. Hepsi birer jest. Ama bu milletin sorunu jestle çözülmüyor. Bu bölge yıllardır “girişim başlatıyoruz” sözleriyle oyalanıyor. Hiçbir girişim sonuçlanmıyor.

Yerel yönetimler de kendi çapında bir şeyler yapmaya çalışıyor. TOKİ konutları yapılıyor, kentsel planlamalar, altyapı projeleri kağıt üzerinde var. Ama sahaya inince, su yok, yol yok, yaşam kalitesi yok.

Bu bölgede insanlar artık yalnızlık hissiyle yaşamaya alıştı. Yetkililerin gözünde “öncelik sırası” diye bir şey varsa, Adana’nın kuzeyi listenin sonunda bile yok. Öğretmenlerin ardından gözyaşı dökenler, çocuklarının geleceğini şehre taşımak zorunda kalanlar, ineklerin parkta otlamasını çaresizlikle izleyenler hep aynı soruyu soruyor:

Bizim vekilimiz yok mu?

Varmış. Ama sadece seçim pusulasında. Sokakta, okulda, köyde, tarlada yok.

Ve bu yüzden Adana’nın kuzeyi her sabah aynı gerçekle uyanıyor:
Yine bir şey değişmedi.
Yine yalnız kaldık.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —