Çarşı pazarda alışveriş yaparken size yeni basılmış ve sanki çeyrek altın gibi parlayan 1 lirayı para üstü olarak veriyordur. Elinize aldığınız paranın yeni basıldığını görüyorsunuzdur.
Yakın tarihte basımı gerçekleştirilen bu paraların basım maliyetinin 4 lira 50 kuruş olduğu açıklandı. Yani 1 lirayı basıp piyasaya sürmek için 4 lira 50 kuruş masraf yapıyorsunuz.
Böyle bir Merkez Bankası yönetim şeklini ilk defa gördüm. 1 lira basmak için misli miktarlarda harcama yapıyorsunuz. Sonra da ülkedeki paranın nasıl heder olduğunu oturup düşünmeyi bizlere bırakıyorsunuz!
Biri bana çıkıp bunun mantığını anlatsın ve beni ikna etsin. Yurttaş olarak bunu bir israf, savurganlık ve iş bilmezlik olarak görüyorum. Yanlışım varsa bilgi sahibi olmaya adayım.
Yeni yıl ile birlikte zamlara hazırlanan yurttaşın cebindeki para eriyerek yok olurken yeni 1 lira basmanın kime ne faydasının olduğunu da anlamış değilim. 1 lira ile tuvalete giremediğiniz, yere düşse insanların eğilip almadığı değeri olmayan para konumuna gelmiş bir parayı, 4 lira 50 kuruşa basarak insanlara sunmanın mantığını anlamamakta sanırım haklıyım.
Anlamadığım bir başka konu daha var ki bu konuyu sanırım sizlerde anlamıyorsunuz. 16 bin 800 lira ile bir emekli bir ay boyunca nasıl geçinir? Sorusunu sizlerde soruyorsunuz. Ortalama olarak bir insanın evinin elektrik, su, doğalgaz, telefon, mutfak ve diğer masrafları 16 bin 800 lirayı geçiyor.
Böyle bir ortamda kirada oturuyorsanız eğer yandınız!
Günlük olarak çarşıya çıkmayarak haftada iki gün çarşıya çıksanız ortalama olarak bin liraya yakın parayı da dolmuş parası olarak verirsiniz. Vallahi yandınız 16 bin 800 lira ile!…
Emeklilere bu parayı reva görenlerin hiç vicdanları yok mu? Vicdanları sızlamıyor mu? Yakınlarında, hısım akrabalarında, etrafında kendisine destek veren, oy veren emeklisi yok mu ki bu parayı reva görürler. Onların da çile çektiklerinden haberleri yok mu?
Ben bunu bir türlü anlamıyorum.
İktidar partisine mensup milletvekilleri ile gazeteci olmam nedeniyle çeşitli ortamlarda bir araya gelme imkanı buluyorum. Bu sayın milletvekillerimiz konuştuklarında ‘Evet, bu para ile geçinmek zor!’ diye başlayan cümleler kuruyorlar. Onlar da yapılanın haksızlık olduğunu kabulleniyorlar.
Sonrasında da ‘AMMMMMMAAAAAAA’ diyerek lafı uzatıp gerekçeleri, ortaya çıkacak olduğunu iddia ettikleri olumlu gelişme beklentilerini anlatarak savunmaya geçiyorlar.
Biri bana bunu izah etsin diyeceğim o kadar çok olay var ki yaşadığım. Saymakla, yazmakla bitmez. Şükür olsun ki bunları bağımsız bir şekilde buradan dile getirip gazetemizde haber olarak da değerlendirebiliyoruz.
Hem dertlenen hem de bunu yazamayanlar düşünsün!