Cep delik, cepken delik. Halkın alım gücü yok, enflasyon karşında evine ekmek götürmekte zorlanan insanların feryatları arşa kadar yükselmiş. Bizim özelleştirmeler sonrasında devletten iş sahibi olan kuruluşlar, bana göre hakları olmadıkları halde kafalarına göre verdikleri mal ve hizmette artış yapıyorlar.
Denetleyen yok, hesap soran yok…
Size bugün birkaç örnek vereceğim sevgili okuyucularım. Benim vereceğim örnekleri sizler de yaşayarak görüyorsunuz.
Yeni yıl öncesinde iletişim hizmeti sağlayan operatörler, internet hizmeti veren kuruluşlar, araç sigortası yapan kuruluşlar, araç fenni muayenesi yapan kuruluşlar, bir önceki yılın fiyatını yüzde 50’yi bulan artışla yeni fiyat çekiyorlar.
Ağız birliği etmiş gibi tüm özel olan bu kuruluşlar, birbirlerine yakın fiyatları vererek vatandaşın başka yerden hizmet atmasının da önünü kesiyorlar.
Turkcell, Vadafon, Süper Online, Turksat, Telekom hiç fark etmiyor. Zam oranlarını kafalarına göre ayarlayıp yıllık sözleşmelerinde ceplerini şişirecek paraları kazanıyorlar.
Trafik sigortasını yapan kuruluşlara hiç yolunuz düştü mü?
Fenni muayene yapan kuruluşlardan rahatsızlık duymayan araç sahipleri var mı?
Bu kadar herkesin kafasına göre fiyat ayarlaması yaptığı bir başka ülke var mı?
Ben bilmiyorum. Bilen varsa beni de bilgilendirirse sevinirim…
Hani bir söz var ya, ‘İşine gelirse’ diye…
Tıpkı bu sözü söylüyorlar bizlere. Bir hafta önce size verdikleri fiyat teklifini bir hafta sonra vermeyip artırıyorlar. Ne oldu? Durduğu yerde verdiğiniz hizmetin maliyeti mi arttı?
Devletten bir şekilde özelleştirme yöntemiyle elde ettikleri bu kuruluşların sayesinde Türk insanının cebindeki parayı öyle ya da böyle almasını biliyorlar.
Memlekette denetim yok, hesap soran yok. Meydana gelen olumsuzlukta kimi kime şikâyet edeceğinizi dahi bilemez oluyorsunuz.
Dikkat ediyorum, bu tür insanların cebine göz diken kuruluşların sahipleri, özelleştirmeyi alarak mutlu azınlığın içinde yer alanlar siyasi iktidara yakın olan isimler…
Kerametleri burada saklı…
Halk olarak “bu kadar aşırı zam da olmaz” diye tepki gösterseniz elinize bir şey de geçmiyor. Aracınızı bağlayacak değilsiniz. Haberleşme imkânlarınızı sıfırlayacak değilsiniz. Kuzu kuzu razı oluyorsunuz. Olmak zorunda kalıyorsunuz.
Bunca yıldır dert yükünü sırtlayan Türk halkına ‘Nasıl olsa bu yükü de kaldırır’ diye düşünüyor olacaklar ki, tepkilere dahi aldırmıyorlar. Duymazlıktan geliyorlar.
Tüketici hakları, yargı yolu hak getire…
Böyle mi olmalı?
Hayır…
Lakin bize bunu reva görenler de ne yazık ki bizim oy vererek seçtiğimiz seçilmiş kişiler oluyor!
Sonuç itibariyle sadece ve sadece ‘Bu kadar da olmaz ki!’ diyebiliyoruz. Elimizden gelen bu…
Yazık ki ne yazık…
Biz bunları Türk halkı olarak hak etmiyoruz.