Esselamun Aleyküm
Kıymetli kardeşlerim bugünkü yazımda sizlere hicretten bahsetmeye çalışacağım. Rabbimizden cümlemiz için, kavrayıcı bir irfan niyaz ediyorum.
İnsanlık camiasının: yaradılış gayesini, ömür sonrası inancını yitirdiği, ma’nevi ve insani değerlerini kaybettiği en buhranlı çağı olan 7. asrın başında Yüce Rabbimiz insanlığa son elçisi Hz. Muhammed’i son nizamı olan Kur’an ile gönderdi.
Şanlı Peygamberimiz, bütün insanlığı muhatap tutan kutsi tebligatını ifa etmeye başladığı Mekke şehrinde, bu şehrin siyasi ve iktisadi bakımdan güçlü ve nüfuzlu olan kişilerinin muhalefetine uğradı. Atalarımızı, önder tanıdığımız üzerinde bulduğumuz sistem bize yeter diyerek kâinatın Rabbine ve O’nun insanlığı mes’ud edecek ulu nizamına dönmeyi red eden, bu kâfirler güruhu Aziz Peygamberimize ve azınlığı teşkil eden ilk Müslümanlara pek çok zulüm yaptılar. En vahşi davranışları reva gördüler. Ardı arkası kesilmeyen suikastler tertiplediler, kan döktüler, müminlere hayat hakkı tanımak istemediler.
Şanlı Peygamberimiz ve ilhamını bu aziz önderden olan ilk müminler, bu olumsuz şartlar içinde büyük mücadeleler vererek hak üzerinde yaşadılar. Sehid verdiler, fakat İslam’ın hayat kanunlarından dönmediler. Küfre rıza göstermediler, zalim kâfirlere taviz vermediler. Ebu cehillerin zulümde azgınlaştıkları Mekke devri son yıllarında: Peygamberliğin 11. Senesinde Peygamberimizle görüşen 6 Medineli Müslümanın çalışmalarıyla Peygamberliğin 12. Yılında Peygamberimizle görüşme yapan Medineli Müslümanların sayısı 12’ye yükseldi.
Peygamberimiz bu ikinci akabe görüşmesinden sonra Medine Şehrine İslam’ı talim etmek, yaymak üzere, genç mücahid ve alim Musab Bin Umeyri öğretmen olarak gönderdi. Bu öğretmenin çalışmalarıyla Medine’de Müslümanlık çığ gibi gelişmeye başladı.13. yılın Hac mevsiminde Peygamberimizle gizli bir görüşme yapan Medineliler 2 si kadın olmak üzere yetmiş üç Müslümandılar. Bunlar Peygamberi korumak, İslam’ı tebliğ, mücadele vermek üzere söz vererek Peygamberimizi Medine’ye davet ettiler. Bu davetten sonra Mekke de hayat hakkı tanınmayan müminler, rabbimizin emri ve mücadelesiyle yurtlarını, mallarını, hatta anne, baba, aile ve dostlarını bırakarak Medine’ye hicret ettiler. Aziz Peygamberimiz de sadık dostu Hz. Ebu Bekir’le Hicret buyurdular. Değerli dostlar hepimizin Muharrem Ayı ve Aşuresi Mübarek olsun. Allah’a emanet olun selam ve dua ile.
HİCRET
O yüce resulden örnek alarak
Küfünden İSLAMA hicret edelim
Şeytan kalbimize mekan tutmadan
Hazreti Kurana hicret edelim
Söz verelim günahı ter etmeye
Yaratanın buyruğunu tutmaya
Yüce davamızı devli etmeye
Hergün birkaç cana hicret edelim
Düşman bizi gafil bulup bulmadan
Fethedelim gönülleri kırmadan
Huzuruna yüzü kara varman
Onuru rahmana hizmet edelim
Kokuşmuş beldeden çirkef mekandan
Yüz çevirip şu hayasız ekrandan
Kaçıp cehaletten kurtulup zandan
İlim ve irfana hizmet edelim
Selam olsun hakka gönül verene
Selam olsun gerçekleri görene
Armağanım Avrupanın yerine
O ulu sultana hizmet edelim